Kaçamak

Suna büyük bir korkuyla girdiği morg odasında kendi kocasının cesedini görmesiyle darmaduman olur. Karşısında bir adam daha vardır. Onun karısı da aynı morgda bulunmaktadır. Suna’nın kocası ve adamın karısı içkili bir eğlence sonrası sarhoş bir şekilde araba yolculuğu yapmaya kalkmış ancak bu yolculuk sırasında bir kaza meydana gelmiştir. Morgda bulunan kişi bu açıklamaları okurken iki kayıp veren kişi de kendisini üzülmekten daha kötüsü ihanete uğramış olduklarını hissetmekten öteye gidemiyorlardır. Adam onlara ait özel eşyaları çıkarttığında ikisinin eşi de alyanslarını farklı yerlere gizleme eğilimindedirler ve beraber aynı eş anahtarlara sahiptirler. En sonunda bu cesetlerin tanıdıkları olduklarına dair ikisine de imza attırırlar.

Daha sonra aileleri gelip onları alıp evlerine götürür. Suna’nın babası ise bu durumdan dolayı çok sinirlidir. Zampara uğruna üzülmesine saatlerce morgda teşhis koymasına çok sinirlenir. Suna ise bir yandan geçmişini ve bir anlamda kendi kendine kuracağı geleceğini evlendiği adam uğruna bir kenara itmiş hukuk okulunu üçüncü sınıftayken bırakmış, en sonunda ise böyle dımdızlak ortada kalmıştır. Kendisini suçlamaktan alıkoyamıyordur çünkü çevresindeki herkes bu birlikteliği ve okulu bırakma durumunu onaylamamış ancak Suna aşkın gücünün her şeye galip geleceğine inanmıştır. Şimdi kendisine kızıyor bir anlamda da çevresinden utanıyordur.

Adam ise aynı zamanda derin bir hüzün ve özgüven kırıklığıyla beraber iş yerine dönmüş ancak laubali patrona ona izin vermeyi teklif etmiş ve aldatılmanın acısını başka kadınlarla birlikte olmanın çözeceğini söylemiştir. Adam ise hiçbir cevap vermeyerek çalışma odasına çekilir.  Tek istediği biraz olsun huzur ve unutmaktır. Adam biraz ofiste durduktan sonra içi içini yer ve en sonunda beraber tuttukları eve doğru yola çıkar. Bu sırada Suna da kuaförden çıkmış oraya gelmektedir. Belki de birbirlerini eksik hissetmekten ötürü ikil birbirlerine yaklaşacaktır.