Karayıp Korsanları: Siyah inci’nin Laneti

Özet

Karayip Korsanları: Siyah İnci’nin Laneti, Gore Verbinski tarafından yönetilen ve Karayip Korsanları film serisinin ilk filmi olan 2003 yapımı bir Amerikan fantastik kabadayı filmidir. Yapımcılığını Walt Disney Pictures ve Jerry Bruckheimer’ın üstlendiği film, Walt Disney’in Disney tema parklarındaki Karayip Korsanları atraksiyonuna dayanmaktadır. Hikaye, korsan Jack Sparrow (Johnny Depp) ve demirci Will Turner’ın (Orlando Bloom) kaçırılan Elizabeth Swann’ı (Keira Knightley) ay ışığında ölümsüz iskeletlere dönüşen Hector Barbossa’nın (Geoffrey Rush) kaptanlığını yaptığı Siyah İnci’nin lanetli mürettebatından kurtarmalarını konu alıyor.

Konu

Hafif üçkağıtçı fakat bir o kadar da sevimli Kaptan Jack Sparrow’un (Johnny Depp) korsanlık yaşamı, düşmanı kurnaz Kaptan Barbossa’nın (Geoffrey Rush), gemisi Siyah İnci’yi çalmasıyla altüst olur. Bu da yetmezmiş gibi Kaptan Barbossa, Port Royal kasabasına saldırır ve belediye başkanının güzeller güzeli kızı Elizabeth’i (Keira Knightley) kaçırır. Kızı kurtarmak ve Siyah İnci’yi yeniden ele geçirmek amacıyla Elizabeth’in çocukluk arkadaşı Will (Orlando Bloom) ve Jack güçlerini birleştirirler. Will’in bilmediği ise lanetli bir hazinenin Barbossa’nın kaderini nasıl değiştirdiği ve onu ve mürettebatını nasıl sonsuza kadar ölümsüz olarak yaşamaya mahkum ettiğidir.

1720 yılında Vali Weatherby Swann, kızı Elizabeth ve mürettebat, HMS Dauntless gemisiyle Port Royal, Jamaika’ya doğru yelken açarken bir gemi enkazıyla karşılaşır ve Will Turner adında bir çocuğu kurtarırlar. Elizabeth çocuğun boynunda altın bir korsan madalyonu bulur ve onu alır. Sekiz yıl sonra Kaptan James Norrington komodorluğa terfi eder ve Elizabeth’e evlenme teklif eder. Korsesi onu bayıltıp denize düşürür ve madalyonun bir nabız yaymasına neden olur. Kaptan Jack Sparrow, bir gemiye el koymak için Port Royal’e yeni gelmiştir ve Elizabeth’i kurtarır. Norrington, Jack’i korsan olarak teşhis eder ve bir kovalamaca başlar. Jack, artık bir demirci olan Will ile karşılaşır. Düello ederler ve Jack hapsedilir. O gece Siyah İnci, madalyonu aramak için Port Royal’e saldırır. İnci’nin mürettebatı Elizabeth’i yakalar ve Kaptan Barbossa ile buluşmaya götürür. Elizabeth, valinin kızı olduğunu gizlemek için soyadının Turner olduğunu iddia eder. Barbossa madalyonun, mürettebatının Hernán Cortés’in Isla de Muerta’daki hazinesinden Azteklere karşı katliamı durdurmak için ödeme olarak aldığı 882 altından biri olduğunu, ancak Cortes’in çok açgözlü olduğu için bunu reddettiğini ve Aztek tanrılarının hazineyi lanetlediğini açıklar. Bu lanet Barbossa ve mürettebatını ay ışığında iskelet gibi görünen ölümsüzlere dönüştürür. Barbossa ve mürettebatı, Elizabeth’in madalyonu son parça olmak üzere, parçalardan biri hariç hepsini geri getirmiştir. Barbossa, Elizabeth’in laneti kaldırmak için kanına ihtiyaç duyulan William “Bootstrap Bill” Turner’ın kızı olduğuna inanarak onu esir alır.

Will, sevdiği Elizabeth’i kurtarmak için Jack’i serbest bırakır. Barbossa bir isyan düzenlemeden önce Siyah İnci’nin eski kaptanı olan Jack, gemisini geri almak için Will ile bir anlaşma yapar. İkili, küçük bir savaş gemisi olan HMS Interceptor’a el koyar ve Tortuga’ya doğru yola çıkar. Orada Jack, Gibbs’i mürettebat toplamalarına yardım etmesi için görevlendirir. İnci’yi Isla de Muerta’ya kadar kovalayan Will ve Jack, Barbossa’nın Elizabeth’in kanını feda ettiğine ve son altın parçasını geri verdiğine tanık olurlar. Lanet kalkmaz çünkü Elizabeth, Will’in babası ve İnci’nin önceki tayfalarından Bootstrap Bill’in kanını taşımamaktadır. Will Elizabeth’i kurtarıp Interceptor’a getirirken, Jack Barbossa tarafından yakalanır ve İnci’nin hücresine kapatılır. İnci, Interceptor’ı takip ederek gemiyi yok eder ve Jack’in mürettebatını rehin alır. Will, kanı karşılığında Elizabeth’i serbest bırakması için Barbossa ile bir anlaşma yapar, ancak Barbossa anlaşmadaki bir boşluktan yararlanarak Jack ve Elizabeth’i bir adada mahsur bırakır. Elizabeth bir duman işareti yapar ve Norrington, Elizabeth’i kurtarmak ve Jack’i tutuklamak için Dauntless’ı getirir. Elizabeth, Norrington’dan İnci’nin peşine düşmesini ve Will’i kurtarmasını ister ve Norrington’ın evlilik teklifini kabul ederek onu ikna eder.

O gece, Dauntless Isla de Muerta’ya varır. Jack, Norrington’a korsanları Dauntless’ın mürettebatı tarafından pusuya düşürülmeleri için tuzağa düşüreceğini söyler, ancak bunun yerine Barbossa’nın mürettebatını laneti kaldırmadan ve ölümsüzlüklerini kaybetmeden önce Dauntless’a saldırmaya ikna eder. Elizabeth Dauntless’tan kaçar ve Jack’in mürettebatını İnci’nin teknesinden kurtarır. Jack ve Will’i kurtarmayı reddederler, bu yüzden Jack’in mürettebatı İnci’den ayrılırken Elizabeth tek başına yola çıkar. Jack tekrar taraf değiştirerek Will’i serbest bırakır ve Barbossa’yla düello ederken, Elizabeth ve Will Barbossa’nın tayfalarıyla savaşır. Barbossa Jack’i bıçakladığında, Jack’in sandıktan bir parça altın aldığı ve aynı şekilde lanetlendiği ve ölemediği ortaya çıkar. Jack, Barbossa’yı vurur ve Will her iki altını da üzerinde kendisinin ve Jack’in kanı olan sandığa geri koyar. Lanet kalkar; Barbossa, Jack’in silahından çıkan kurşunla ölür ve artık ölümsüz olmayan Barbossa’nın mürettebatının geri kalanı tutuklanır.

Port Royal’de Jack korsanlık suçundan asılır. Elizabeth, Will kurtarma girişiminde bulunurken Norrington’ın dikkatini başka yöne çeker, ancak Jack ve Will’in etrafı sarılır. Elizabeth araya girer ve Will’e olan aşkını ilan eder. Vali Swann, Will’i affeder ve Elizabeth’in onunla evlenmesine onay verir. Jack denize dalar ve yakındaki Pearl’e binerek kaçar, gemiyi ve yeni mürettebatını geri alır. Norrington, takibe başlamadan önce Jack ve Pearl’e “bir günlük avans” verir.