Barry

BARRY, Barack Obama’nın genç hayatındaki bir yıla dayanıyor. 44. ABD başkanı olma yolunda, “Barry” Obama (Devon Terrell) neredeyse tipik bir kolej çocuğuydu. O içti; durmadan sigara içiyordu; yemin etti; o aşık oldu. Dünyadaki yerini, ailesiyle olan ilişkisini, ortaya çıkan ilkelerini düşündü. Ancak çoğunun aksine, çok ırklı kimliği ve ilk yıllarında Hawaii’den Endonezya’ya ve Los Angeles’a yaptığı alışılmadık yolculuk nedeniyle her şey karmaşıktı. Barry, 19 yaşında Columbia Üniversitesi kampüsündeki ilk anlarından, bir kampüs polis memuruyla tatsız bir karşılaşmanın ardından, New York City’nin ve orada yaşayan insanların hızlı tempolu, çeşitli, bazen zorlu kenarlarıyla karşılaşır. Topluluğun bir parçası haline geldikçe (basketbol maçlarında, Columbia’da ve mahalledeki Harlem sokaklarında), diğerlerinin yanı sıra anlayışlı bir yüksek lisans öğrencisi (güçlü bir izlenim bırakan Jason Mitchell), Charlotte (Anya Taylor) ile tanışır. Çarpıcı derecede bilge ve liberal bir kadın sınıf arkadaşı olan Joy), eski bir tanıdığıyla (Avi Nash) yeniden bir dostluk kurar. Bu deneyimler ve ilişkilerin, kendi önceliklerine ilişkin artan duygusu ve yokluktaki bir baba ve geleneksel olmayan bir anne ile uzlaşma mücadelesiyle birlikte, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı seçilecek olan adamın olgunlaşmasına önemli ölçüde katkıda bulunduğu gösterilmiştir. 2008.