Paths of Glory adlı romandan uyarlanan film siyah beyaz bir Stanley Kubrick filmidir. 1992 yılında Kongre Kütüphanesi tarafından kültürel ve estetik miras niteliği taşıdığı görülerek korunma altına alınmıştır. Dört Fransız askerin hikayesininden esinlenen film, 1.Dünya savaşı ve askerlerin oradaki zorluklarını anlatmasıyla başlar.

Genelkurmay ve generallerin konuşmasıyla devam edilen filmde askerlerine intihar niteliği bir görev vermesiyle devam eder. Mireau, uzun bir süredir savunma altında olan ve ele geçirilemeyen bu bölgenin geri alınabilmesini imkansız olarak görür. Broulard ise bu tepenin alınabilmesi durumunda Mireau’nun rütbe atlayacağını söyler ve bunu duyduktan sonra fikirleri değişir. Hatta bir anda şimdiden başarının geldiğini öngörmektedir. Mireau askerlerin bulunduğu bölgeye gidip konuşmaya başlar. Bu esnada psikolojik sorunlar yaşayan bir askeri birlikten kovar ve onu korkaklıkla suçlar. Alay komutanı Albay Dax gelir ve kendisinin yoğun tepkisine rağmen Mireau ile saldırıyı planlamaya başlar. Saldırıdan bir gün önce keşfe çıktıkları sırada sarhoş bir teğmen düşmanların kendilerine saldırdıklarını düşünür ve bir el bombası atarak kendi askerlerinden birini öldürmekle suçlanır. Alman kuvvetlerine karşı bir saldırı başlar ancak karşı cepheye bile ulaşılamaz.

Başlık

Askerler tekrar saldırıya kalkışmanın tedirginliğiyle geri çekilir ancak general onları korkaklıkla suçlar ve topçu birliklerine kendi askerlerini vurmalarını emreder. Topçu birlikleri yazılı bir emir olmadığı takdirde bunu yapamayacaklarını söyler. Mireau, saldırının başarısızlığının sebebi kendi askerleri olarak görür. Ve ders alınması için 100 askerin idam edilmesini ister ancak Broulard bunun çok fazla olduğunu her birlikten seçilen rastgele bir kişinin öldürülmesinin yeterli olacağını söyler. Albay Dax ise bu duruma karşı tepkisini belli eder ve durum mahkemede sonuçlanır. Yargıç tanık ve delil kabul etmeksizin Albay Dax’ın söylediklerini kabul etmez. Dax, bu yapılanın cinayet olduğunu söyler ve yargıcı kendi vicdanıyla baş başa bırakır.

Albay askerlerinin Mireau tarafından bile bile ölüme gönderildiğini ispat eder ancak yine kendisini kimse savunmaz. Günah çıkarmaları için bir rahip gönderilir ve infaz gerçekleşir. Broulard, Mireau’nun görevini Dax’a vermek istediğini aktarır ancak Dax bunu sert bir şekilde reddeder. Filmin sonunda tüm askerler bir barda zorla şarkı söyletilen bir Alman kadına eşlik etmektedir. Dax’ın askerlerine aniden saldırı emri vermesi filmin son sahnesidir.