Paul Thomas Anderson’un senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini yaptığı film 2007 yılında gösterime girmiş ve o tarihlerin en iyi drama filmleri arasında yerini almayı başarmıştır.

Daniel Plainview, 1800’lü yılların sonlarında gümüş madeni arayarak hayatta kalmaya çalışan biridir. Çalıştığı sırada kazalar geçirsede hırsı sayesinde ayakta kalmayı başarmış ve 4 yıl sonra petrol şirketi kurmayı başarmıştır. Bir kaç çalışanı ile birlikte çölde petrol aradığı sırada çalışanlarından biri hayatını kaybetmiş ve onun oğlunu evlat edinmiştir. 1911 yılına geldiğimizde artık bilinen bir iş adamı haline gelmiş petrol olduğunu düşündüğü bölgeleri satın alarak arama çalışmaları yaptırmıştır. Bir gün kendisine Little Boston bölgesinde petrol olabileceği bilgisi verilir. Bunun üzerine bölgede petrol aramaya başladığında orada bulunan bir kilisenin rahibi Eli ile karşılaşır. Eli, Daniel’in kardeşidir. Eli’de bölgede petrol olduğunu biliyordur ve kilisiye bağış yapmaması dahilinde fiyatı yukarı çekmek için çaba harcayacağını söyler. Petrol arama çalışmaları sırasında bazı kazalar yaşanır ancak rahibin bu durumu kutsamadığı gerekçesiyle kardeşi tarafından suçlanmaya başlar.

Daniel kiliseye söz verdiği bağışları yapmamış ve iş kazaları yaşanmaya devam etmiştir. Bu sırada tekrar bir kaza olur ve Daniel’in oğlu artık sağır olmak zorunda kalmıştır. Daniel bunun üzerine kardeşini suçlayarak darp etmeye başlar. Bu sırada ikinci kardeş olduğunu iddaa eden Henry ortaya çıkar. Sağır olan oğlundan faydalanamadığı için istemediği halde onu yetimhaneye gönderir. Henry işsiz güçsüz biridir ve abisinden iş ister. Onun yenilikçi fikirleri Daniel’in işine yaramaktadır ancak bir süre sonra Henry’nin gerçek kardeşi olmadığını öğrenerek onu öldürür. Planladığı boru hattının bitmesi için tek bir araziye ihtiyaç kalmıştır ancak o arazinin sahibi aynı zamanda Eli’nin yakın dostu olan Bandy, ancak Daniel’in kiliseye gidip günahlarını çıkardığı takdirde arazisini satacağını söyler. Daniel bunu kabul eder, oğlu için aldığı kararın da yanlış olduğu itiraf eder. Bunun üzerine oğlunu geri getirir ancak aralarındaki ilişki eskisi gibi değildir.

1927 yılına geldiğimizde Daniel’in oğlu artık büyümüş ve kendi yoluna giden petrolcü olmuştur. Daniel oğluna aslında gerçek babası olmadığını itiraf eder. Bunun üzerine ikili tamamen ayrılır ve bu sırada Eli kilisenin tüm varlığını bir kumarda kaybetmiştir. Geçmişin intikamını almak için Eli’yi hiç çekinmeden öldürür.