Kaçak Prenses (A Royal Night Out)

Bu çoğunlukla, Sundance’in The Diary of a Teenage Girl filminin çıkış yapan İngiliz yıldızı ve yakında Equals ve A Storm in the Stars gibi gelecek vaat eden projelerde yer alacak olan Bel Powley’in sahne çalma cazibesi sayesinde oldu. Buradaki karakteri, Günlük’teki Minnie’den farklı değil: yarı tacizci bir aileden kopmuş, bağımsızlık için can atan bir genç. Teknik olarak, Kraliyet Ailesi’nden Lindsay Lohan olarak tarihte bir yer edinmeye devam edecek olan yaramaz, hazır bir Prenses Margaret olarak bunda destekleyici bir rolü var. Burada şakacı bir şekilde kendisini “P2” olarak ilan ederken, sarhoş bir şekilde lindy hop dansı yaparken ve “Tamamen kaşındım!” ve “Büyücü!” bulaşıcı bir yaramazlıkla, en inatçı cumhuriyetçi izleyiciden sarsılmaz bir sadakat çekmeye yetiyor. Primogeniture’ın nasıl çalıştığına aşina olmayanlar, neden o kraliçeyi yapmadıklarını merak edecekler. Kanadalı aktör Sarah Gadon, Kraliçe’de tacı alacak ve sonunda hayatının çok farklı bir aşamasında Helen Mirren tarafından canlandırılacak olan Elizabeth rolü için seçildi. İkinci film gibi, A Royal Night Out, mevcut hükümdarın fantastik bir versiyonunu sunuyor, daha esprili, daha akıllı, daha muhtemel savunmasız bir yaratık, ancak bu hikayede anne Kraliçe Elizabeth ve baba King tarafından vücut bulan düzene karşı dizginliyor. George VI, abartılı Stephen Frears filminde yaptığı gibi onu korumaya çalışmak yerine.

Senaristler Trevor De Silva ve Kevin Hood’un çok gevşek bir şekilde birkaç gerçeğe dayalı senaryosu, Elizabeth ve Margaret’i 1945’te fildişi kulelerinde mahsur kalan ve dışarı çıkıp Buckingham Sarayı’nın dışındaki kalabalığa katılmak isteyen genç Rapunzeller olarak gösteriyor. Annem de onları istemiyor, ama daha yumuşak kalpli baba, millete yayınlamayı planladığı konuşma hakkında insanların ne düşündüğünü öğrenmek için iyi bir şans olabileceğini düşünüyor. Refakatçi olarak iki asker yanlarında oldukları sürece, Ritz oteline gizlice gitmelerine izin verilir.