İçimdeki Deniz (Mar adentro)

İçimdeki Deniz (Mar adentro), yönetmen koltuğunda Alejandro Amenábar’ın yer aldığı 2004 yapım İspanyol dram filmidir. Filmin senaryosu Mateo Gil ve Alejandro Amenábar’ın ortak çalışması sonucunda hazırlandı. Filmin konusu, 28 yıl önce ciddi bir kaza geçirmesi sonucunda tetraplejik durumda olan Ramón Sampedro adlı eski bir makinistin ötanazi talebi ve hayatının son günlerini konu ediniyor.

Filmin başrollerinde Ramon Sampedro karakterine can veren Javier Bardem yer alıyor. Bardem bu rolüyle Venedik Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü; film ise 77. Akademi Ödülleri ve 62. Altın Küre Ödülleri’nde En İyi Yabancı Film ödülleri ile Goya Ödülleri’nde ise 14 farklı dalda ödül kazanmıştır. Filmde yer alan diğer oyuncular Belén Rueda (Julia), Lola Dueñas (Rosa), Mabel Rivera (Manuela), Celso Bugallo (José Sampedro) Joan Dalmau (Joaquín) gibi usta oyuncular yer alıyor.

Filmin başrol karakteri Ramon Sampedro’nun en büyük tutkusu deniz ve yüzmekken, geçirmiş olduğu bir kaza sonucunda talihsiz bir durum ile karşı karşıya kalır. Ramon, geçirmiş olduğu bu talihsiz kaza sonucunda boynundan aşağısı felç olmuş ve yatağa mahkum bir hayat sürmeye başlamıştır. Hayatı deniz ve yüzmek üzerine kurulu olan Ramon için artık bir yaşam yoktur. Yatağa mahkum kalması, Ramon için her şeyi çok zor bir hale getirir. Bu şekilde yaşamanın hiçbir anlamı olmadığını ve bu durumun ona işkence yaptığını düşündüğünde ötanazi yapılması talebinde bulunur. Ona göre ölmek, bu şekilde yaşayan biri için adeta özgür olmanın tek yoludur. Oysa ki yaşadığı ülkenin yasalarına göre ülke, ötanazi karşısında olumsuz bir tavra sahiptir. Ramon’a aşık olan Rosa, ne kadar üzülse de sevdiği adamın düşüncesine saygı duyar ve onun isteğini yerine getirerek özgürlüğünü verecektir. İçimdeki Deniz filmi temasına bakıldığında, insanların yaşam hakkı olduğu kadar ölüm hakkının da olması gerektiği üzerine duruluyor.

Filmin en vurucu cümlesi şu şekilde belirtiliyor; “Biçimsiz ve bozulmuş bir bedenin bekçisi olan bir insan için, yani benim için, saygınlık nedir? Ben, hayatı, özgürlüğü seven çoğu insan gibi, yaşamanın bir hak olduğuna, ama bir mecburiyet olmadığına inanıyorum.”