Her Şeye Rağmen

Hasan (Talat Bulut) yılları hapiste geçmiş, orta yaşlarında bir adamdır, bir gecekonduda kedisiyle birlikte yaşamaktadır. Hasan’ın çekingen bir yapısı vardır, çocukluk yıllarında yaşadığı travmalar, toplum içine karıştığında, kendisini bulmaktadır. Hasan, iş ararken, gazetede gördüğü bir ilana denk gelir, cenaze şoförü aranmaktadır. Hasan ilanın verildiği adrese gider, bir kilisedir burası. Kilisenin papazı (Bülent Oran) gayet güler yüzle karşılar Hasan’ı, şefkatli davranır. Hasan’ın yalnızlığını paylaşan kedisi dışında, bir de ablası vardır (Meral Çetinkaya). Hasan, arada ablasını ziyaret etmeye gider, eli boş gitmemeye gayret eder. Ablasını çok sevmektedir. Ablasıyla olan bağı, çocuklukta yaşadığı kötü anılara da sürükleyecektir Hasan’ı. Hasan, ablasına gidip geldiği günlerde, ablasının komşusu bir kadınla (Şerif Sezer) tanışır. Kadının birde çocuğu vardır, çocuğu Hasan’ı çok sever. Hasan’da çocuğa merhamet gösterir. Hasan, bir yandan kilisenin cenaze arabasını kullanır, bir yandan da kadın ve çocuğuyla görüşmeye devam eder. Kadın’ın peşinde yurtdışındaki kocasının akrabaları vardır.

Filme Dair: Görüntü yönetmenliğinde çok başarılı olan Orhan Oğuz’un, ülkemizde ve dünyada birçok ödül alan filmidir. 1988’de Cannes Film Festivali’nde Yönetmenlerin On Beş Günü kapsamında gösterilmiştir, beğeniyle karşılanmıştır. Yurtdışındaki ve ülkemizde çeşitli festivallerde yer alan filmde, kurulan atmosfer çok başarılıdır.  Gece sahnelerinde alınan görüntülerde çok iyidir. Özellikle yaşadığı gecekondunun bir köprü altında olması, yalnızlığın içinde yaşayan bir adamın, çevresinde akan hızlı hayat, arabalar, evler, şehir yaşamı, görüntülerle çatışmanın yaratılması muazzamdır. Orhan Oğuz’un ilk uzun metrajlı filmidir. Ünlü Yeşilçam senaristi Bülent Oran, Papaz rolüyle çok inandırıcı bir oyunculuk sergilemiştir. Hasan’ın ablası rolündeki Meral Çetinkaya’da filmin unutulmazlarındandır.