Asri Zamanlar

1936 yılında ABD’de yapılan film, Charlie Chaplin imzasını taşıyan politik görüşünü hiç çekinmeden dile getirdiği duygusal komedi filmidir. Düdük sesiyle başlana film mesainin başladığını anlatır ve Chaplin’in sitemi bu aşamada başlar. Koyun sürüsünün peşinde giden mavi yakalılar dönemin iş sektörü hakkında izleyiciye bilgi verir. Mavi yakalılar koyun sürüsüne benzetilerek sistemin kölesi haline gelmiştir.

Chaplin canlandırdığı The Tramp rolüyle sürüde bulunan işçilerden biridir ve hikaye onun üzerinde şekillenmeye başlar. Sistemin şartlarına müdehale etsede Büyük Buhran fabrika gibi çevresindeki halkıda etkisi altına almıştır. Bunun devamında halk büyük bir ekonomik kriz çekmektedir ve Chaplin kendine has tiplemeleriyle halkın üzerindeki bu etkiyi kaldırmak ister. Fabrikada montaj ustası olarak çalışan Tramp temponun beklediğinden hızlı olmasına alışamaz ve zamanla psikolojik sorunlar yaşamaya başlar. Bunun üzerine montaj işinden alınıp otomatik yemek yedirme makinasında deney olarak kullanılır.

Tramp’ın yaşadıkları patronların kendisinin delirmiş olduğunu düşünmelerine sebep olur ve onu akıl hastanesine götürürler. Hastaneden çıktıktan sonra tesadüfi olarak kırmızı bir bayrak sallayarak yürürken çevresindekiler tarafından komünist zannedilir ve provokatör damgası yiyerek hapis cezasına karar verilir. Mahkumların firarisini engellediği için ödüllendirilir ve serbest bırakılır. Sokakta yürüdüğü esnada babası öldürülmüş bir kızla tanışır ve ona göz kulak olmaya başlar. İşe girip para kazanıp onunla ilgilenmek ister ancak kısa sürede girdiği tüm iş yerlerinden kovulur.  Tüm bunlar olurken bir kaç kez tekrar hapse girip çıkar. Hapiste olduğu günlerden birinde kız arkadaşının dansöz olarak işe başladığını öğrenir. Kız arkadaşı kendisine de iş bulabileceğini söyler ve Trump kısa süre içerisinde başarılı bir garson olur. Şarkı söyleyerek masalara servis yapması müşteriler tarafından hayranlıkla izlenir. Ancak yetimhane yetkilileri kızın peşine düşmüştür ve onu geri götürmek isterler. İkisi çalıştıkları yerden kaçmak zorunda kalır.

Yaşadıkları kızı oldukça yormuştur ve Tram’a tüm bunlar için değer mi sorusunu sorar. Filmin kırılma anlarından biri olan sahnede Tramp’ın verdiği cevap Chaplin’in unutulmazları arasına girmiştir. Ona dönüp ‘gülümse, umudunu kaybetme, başaracağız’ der. Film ikilinin Kaliforniya yolunda ilerlemeleriyle sona erer.