Mumyanın Mezarındaki Kan (Blood from the Mummy’s Tomb)

İngiliz arkeolog Profesör Fuchs liderliğindeki bir keşif, kötü bir Mısır prensesinin lanetli mezarını bulmaya çalışır. Vücudu mükemmel bir şekilde korunmuş olarak bulundu. Fuchs, Prenses Tera’nın güzelliğine takıntılı hale gelir ve cesedi ve lahdi Londra’ya götürerek bodrumunda gizli bir tapınak inşa eder. Kısa bir süre sonra prensese esrarengiz bir şekilde benzeyen kızı Margaret garip rüyalar görmeye başlar. Sadece onun fark etmiş gibi göründüğü uğursuz bir adam, yolun karşısındaki terk edilmiş evden onu izliyor. Delirip çıldırmadığını merak eden Margaret, çılgın kişilik değişiklikleri yaşamaya başlar.

Kısa süre sonra Tera’nın evin içinden yayılan kötü iradesi, periyodik olarak Margaret’in zihnini ve vücudunu ele geçirmeye başlar. Garip adam, keşif ekibi üyelerinden biri olan ve Tera’yı hayata döndürmek ve yeni bir terör saltanatı yaratmak için çalışan Corbeck olarak ortaya çıkar ve onun yardımıyla Margaret, Tera’nın mezarının diğer kutsallığını bozanları ve ona engel olan herkesi öldürür. . Corbeck, Margaret ve giderek kafası karışan babası, prensesi uyandırmak için ritüeli başlatır. Profesör Fuchs sonunda gerçeği anlar ve onu ayini durdurmaya ikna eder; birlikte Corbeck’i alt edip öldürürler. Tera uyanır ve Tera’yı durdurma girişimi sırasında Profesör öldürülür. Bir mücadelenin ardından Margaret, Tera’yı kalbinden bıçaklar, ancak Tera mücadeleye devam eder. Mezar benzeri türbe deprem gibi çöktüğünde her ikisi de bilinçsiz görünüyor.