
Alicia Christian “Jodie” Foster (d. 19 Kasım 1962), hem kamera önünde hem arkasında iz bırakan, çağdaş sinemanın en etkili isimlerinden biri. İki Oscar, üç BAFTA, üç Altın Küre ve bir SAG Ödülü sahibi olan Foster; 2013’te Golden Globe Cecil B. DeMille Onur Ödülü’ne layık görüldü, 2016’da Hollywood Walk of Fame’de yıldızını aldı ve 2021’de Cannes Film Festivali Onursal Altın Palmiye ile onurlandırıldı. Yapımcı ve yönetmen olarak da Primetime Emmy alanında adaylıkları bulunuyor.
Kariyerine çocuk model olarak başlayan Foster, kısa sürede Disney filmlerinin sevilen yüzüne dönüştü: Napoleon and Samantha (1972), Freaky Friday (1976) ve Candleshoe (1977). Martin Scorsese’nin Alice Doesn’t Live Here Anymore (1974) filminde yer aldı; yönetmenle ikinci buluşması Taxi Driver (1976) ise onu dünya çapında tanıttı ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında ilk Oscar adaylığını getirdi. Bu dönemin dikkat çeken diğer işleri arasında Tom Sawyer (1973), Bugsy Malone (1976), The Little Girl Who Lives Down the Lane (1976), Carny (1980) ve Foxes (1980) yer alıyor.
Yale Üniversitesi’ndeki eğitiminin ardından olgun başrollerle adını zirveye yazdırdı. The Accused (1988) ile tecavüz sonrası adalet mücadelesi veren bir kadını canlandırarak ilk En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ını kazandı. The Silence of the Lambs (1991) filmindeki Clarice Starling performansı ise ikinci Oscar’ını getirdi ve kariyerinin simge rolüne dönüştü. Nell (1994) ona bir Oscar adaylığı daha kazandırdı.
Foster, 90’lar ve 2000’ler boyunca türler arasında özgürce dolaştı: Sommersby (1993), Maverick (1994), Contact (1997), Anna and the King (1999), Panic Room (2002), Flightplan (2005), Inside Man (2006), The Brave One (2007), Nim’s Island (2008), Carnage (2011), Elysium (2013), Hotel Artemis (2018) ve The Mauritanian (2021). Her defasında güçlü, zeki ve dirençli karakterleri derinlikli bir gerçekçilikle yorumladı.
Foster, ilk uzun metraj yönetmenliğini Little Man Tate (1991) ile yaptı. Ardından Home for the Holidays (1995), The Beaver (2011) ve Money Monster (2016) geldi. 1992’de kurduğu Egg Pictures ile bağımsız projelere alan açtı. Televizyonda da etkili bir imza bıraktı: Tales from the Darkside, House of Cards, Black Mirror ve Tales from the Loop gibi yapımlarda bölümler yönetti; The Baby Dance (1999) ile yapımcı, Orange Is the New Black’in “Lesbian Request Denied” (2014) bölümüyle yönetmen olarak Primetime Emmy adaylıkları elde etti.
Alicia Christian “Jodie” Foster (d. 19 Kasım 1962), hem kamera önünde hem arkasında iz bırakan, çağdaş sinemanın en etkili isimlerinden biri. İki Oscar, üç BAFTA, üç Altın Küre ve bir SAG Ödülü sahibi olan Foster; 2013’te Golden Globe Cecil B. DeMille Onur Ödülü’ne layık görüldü, 2016’da Hollywood Walk of Fame’de yıldızını aldı ve 2021’de Cannes Film Festivali Onursal Altın Palmiye ile onurlandırıldı. Yapımcı ve yönetmen olarak da Primetime Emmy alanında adaylıkları bulunuyor.
Kariyerine çocuk model olarak başlayan Foster, kısa sürede Disney filmlerinin sevilen yüzüne dönüştü: Napoleon and Samantha (1972), Freaky Friday (1976) ve Candleshoe (1977). Martin Scorsese’nin Alice Doesn’t Live Here Anymore (1974) filminde yer aldı; yönetmenle ikinci buluşması Taxi Driver (1976) ise onu dünya çapında tanıttı ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında ilk Oscar adaylığını getirdi. Bu dönemin dikkat çeken diğer işleri arasında Tom Sawyer (1973), Bugsy Malone (1976), The Little Girl Who Lives Down the Lane (1976), Carny (1980) ve Foxes (1980) yer alıyor.
Yale Üniversitesi’ndeki eğitiminin ardından olgun başrollerle adını zirveye yazdırdı. The Accused (1988) ile tecavüz sonrası adalet mücadelesi veren bir kadını canlandırarak ilk En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ını kazandı. The Silence of the Lambs (1991) filmindeki Clarice Starling performansı ise ikinci Oscar’ını getirdi ve kariyerinin simge rolüne dönüştü. Nell (1994) ona bir Oscar adaylığı daha kazandırdı.
Foster, 90’lar ve 2000’ler boyunca türler arasında özgürce dolaştı: Sommersby (1993), Maverick (1994), Contact (1997), Anna and the King (1999), Panic Room (2002), Flightplan (2005), Inside Man (2006), The Brave One (2007), Nim’s Island (2008), Carnage (2011), Elysium (2013), Hotel Artemis (2018) ve The Mauritanian (2021). Her defasında güçlü, zeki ve dirençli karakterleri derinlikli bir gerçekçilikle yorumladı.
Foster, ilk uzun metraj yönetmenliğini Little Man Tate (1991) ile yaptı. Ardından Home for the Holidays (1995), The Beaver (2011) ve Money Monster (2016) geldi. 1992’de kurduğu Egg Pictures ile bağımsız projelere alan açtı. Televizyonda da etkili bir imza bıraktı: Tales from the Darkside, House of Cards, Black Mirror ve Tales from the Loop gibi yapımlarda bölümler yönetti; The Baby Dance (1999) ile yapımcı, Orange Is the New Black’in “Lesbian Request Denied” (2014) bölümüyle yönetmen olarak Primetime Emmy adaylıkları elde etti.
Yorum yazmak için giriş yapınız.
Yükleniyor...