Yaşamın Kıyısında (Auf der anderen Seite)

Fatih Akın’ın Almanya ile Türkiye arasındaki kültür farklıklarını ve iki ülke arasında kalan kişilerin hayatlarını başarılı bir şekilde aktardığı yapımlardan birisi olan Yaşamın Kıyısında, Alman Türk sentezi üzerine çarpıcı tespitleriyle dikkat çekiyor. Ezber bozan, gerçekleri bir bir izleyicinin yüzüne vuran film, özellikle bu kültür ile yakınlığı ya da geçmişi olan kişileri çok daha derinden etkiliyor.

Yaşamın Kıyısında dizisinde emekli bir dul olarak karşımıza çıkan Ali’nin hayatına misafir oluyoruz. Yalnız olması nedeniyle zorlanan Ali, hayatının geri kalanında kendisine arkadaş olabilecek birisini arar. Ancak bir gün karşısına çıkan Yeter, Ali’nin hayatını tamamen değiştirir. Zira Yeter ile tanışan Ali, onunla birlikte yaşamak istediğini söyler. Ancak yeter hayat kadınıdır. Bu nedenle de Ali’nin bu isteğine öncelikle oğlu Nejat karşı çıkar.

Nejat ise Alman Dili ve Edebiyatı profesörüdür. Babasının yalnız olmasından dolayı biraz buruk olsa da babasının hayat kadın ile aynı evi paylaşmasına izin vermez. Yeter’in hayat kadını olması, Nejat’ı tedirgin ederken, Nejat, Yeter ile tanışmak ister. Ancak bu tanışma ile birlikte Yeter’i daha yakından tanımaya başlayan Nejat, birden kendisini farklı duygular içerisinde bulur. Yeter, Türkiye’de üniversite okuyan kızının okuması için hayat kadınlığı yaptığını söyler. Bu durum ve Yeter’in hayat hikayesi Nejat’ı çok etkiler. Nejat, Yeter’in kızı Ayten’i bulmak için yola düşer. Ancak Türkiye’ye gelmesiyle birlikte gerçeklerin bambaşka olduğunu görecektir. Üstelik tüm bu olaylar yaşanırken karakterleri çok farklı ve çarpıcı bir tesadüf beklemektedir.

Oyuncuları, performanslar ve konusuyla ilgi çeken yapımlardan birisi olan Yaşamın Kıyısında, 2007 Cannes Film Festivali’nde En İyi Senaryo Ödülü ve Ekümenik Jüri Ödülü gibi dünya genelinde çok prestijli olarak kabul edilen pek çok ödülü almayı başarmıtşrı.