The Harder They Fall (The Harder They Fall)

Bir adam, bir at, bir silah: Batı’yı kazanmanın ancak bu kadar yolu vardır. Bu, Hollywood’un onlarca yıldır bu türde kendi revizyonist çatlaklarını almasını engellemedi ve Jay Z’nin ortak yapımcılığını üstlendiği ve bir grup Siyah yıldızın yer aldığı elektrikli bir Batılı elektrik hamuru olan The Harder They Fall gibi bir filmde kusur bulmak pek mümkün değil. eyerlerle dışarı çıktığı için. Sonuç bazen neredeyse tamamen stil ve havadan yapılmış bir film gibi geliyor, katil bir film müziğine sahip bir vücut sayımı. Ancak bu tür kanlı, çıplak hikaye anlatımında da memnuniyet var ve eski şapka arketiplerinden dönen taze mirasta.
Ve Nat Love’ın gerçekten yaşadığı, Eski Güney’de köle olarak doğmuş bir kovboy kahramanı olduğu doğrudur. Gerçek Nat, ekrandaki Nat’in daha keskin bir sinematik hikayesi olmasına rağmen, bir bronko binici ve dümenci olarak çizgilerini kazandı: Küçük bir çocukken, bir adamın yemek masasında ailesini öldürdüğünü ve ardından onu bir kalıcı bir hatıra olarak alnına oyulmuş haç. Artık büyüdü, kendi çetesinin lideri oldu, bir tür büyük hırsızlık temizleme ekibi.

Nat pişmanlık duymayan bir kanun kaçağı olabilir, ama aynı zamanda bir sevgilidir: Kendi salonu olan ve eski eski sevgilisinin maskaralıklarına pek tolerans göstermeyen bir şarkıcı olan Mary için hâlâ ciddi bir meşale taşır. Androjen sıyırıcı Cuffee ve gamzeli, sosisli genç Jim dahil, paçavra ekibi, Elba’nın acımasız Rufus Buck liderliğindeki ekiple gerçekten eşleşmiyor. Çelik gibi danışmanı Trudy Smith ve hızlı nişancı Cherokee Bill’in beğenileri tarafından desteklenen Rufus, içinden geçtiği küçük kasabadan ve pirinç muştalı yerel şeriflerden istediğini alarak gelişigüzel bir ölüm saçıyor. Dokunulmazlık ile birlikte.