1985 yılında Japonya ve Fransa’nın ortak iş birliğiyle çıkmış olan filmin yönetmeni Akira Kurosawa’dır. Filmin Shakespeare’in ünlü trajedisi King Lear’dan beyaz perdeye uyarlanmıştır. Hidetora bir savaş lordudur ve tahtını üç oğlunun geleceği için bırakmaya karar vermiştir. Bu kararın üzerine üç çocuğun hem birbirlerine hemde babalarına karşı mücadelesi başlar.

Hidetora 17 yaşında hükümdar olmuş  30 yıl boyunca halkın güvenli ve huzurlu bir şekilde yaşamasını sağlamıştır. Ancak bir süre sonra üç oğlundan biri olan Taro’ya tahtını devretmeye karar vermiştir. Taro ilk başta görevi istememiş çünkü yöneticilik konusunda yetersiz olduğunu düşünmektedir. Ancak bir süre sonra o da kendi çıkarlarının peşine düşmüş halkı kışkırtamaya neden olacak bazı kararlar almıştır. Hidetora, oğlu Taro’nun kararları neticesinde kendi köşesine çekilip kaderine razı olması istenilen sıradan biri olacaktır. Ancak bunu kabul edemez ve ikinci oğlu Jiro’ya gidiyor. Ancak Jiro’da Taro’dan farksız, kendi hırslarının peşine düşen hatta babası ve abisi Taro ile arasının açılmasını sağlayan bazı entrikaların altına imzasını atmıştır.

Bir süre sonra Taro’nun ölümüne sebep olacak bazı kışkırtmalara sebep olarak hırsının peşinden gitmeye devam ediyor. Taro’yu öldürmek için kaleyi yakmaya başlaması düşmanları tarafından dikkate alınıyor, savunmalarının eskisi gibi güçlü olmadığını düşündürüyordu. Daha sonra Jiro, kendisine tavsiyelerde bulunan Kaeda tarafından öldürülüyor. En küçük kardeş olan Saburo, diğer kardeşlerine göre daha ılımlı biri olarak karşımıza çıkıyor. Hırslarını ve çıkarlarını daha mantıklı bir şekilde kontrol edebiliyor. Saburo, babasının koltuğu Taro’ya devrettiğini öğrendiğinde bile tepki göstermiyor çünkü olacakları önceden görebiliyor. Ancak ifade ettiği bazı sözcükler sürgün edilmesine neden oluyor.

Üç farklı kardeşin ortak noktası olan hırsları neticesinde babalarının beklediği gibi sonuçlanmayan bir durum görüyoruz. Lord Hidetora’nın zaman zaman kararlarında kendini suçladığı da oluyor ancak çocuklarının bu beklenmedik kararları yıllarca hüküm süren huzurun bozulmasına neden oluyor. Son kardeş Saburo’nun da sürgün edilmesiyle oluşan son kalenin boşluğu sayesinde imparatorluk bütün kalelerini kaybetmiş oluyor. Lord Hidetora empati kurabilen bir baba olarak karşımıza çıksada, geçmişinde bulunduğu konuma gelebilmek uğruna hırsına yenik düşüp kendi ailesini infaz ettirmiştir.