Kız Kulesi Aşıkları

1993 yılında vizyona giren Kız Kulesi aşıkları filminin yönetmenliğini İrfan Tözüm yapmış olup oyuncu kadrosunda ise Ayla Algan, Nurseli İdiz, Kutay Köktürk ve Beklan Algan bulunmuştur. dram türünde izleyici karşımıza çıkan film yalnız bir şairin son günlerini yaşadığı dönemde karşılaştığı bir günlüğün etkisinde kalarak yaşadıklarını anlatır. Entellektüel kimliğine karşın yalnız yaşayan şair sık sık kız kulesine ziyaret eden biridir. 60’lı yaşlarına geldiğinde hayatının son dönemlerini yaşadığını düşünerek

Kız Kulesi’ne gittiği zamanlarda orada fazla vakit geçirmeye başlamıştır. Kule içerisinde zamanla odaları gezmeye başlamış ve daha önce intihar eden bir bekçinin odasındaki eşyalar dikkatini çekmiştir. Bulduğu bir kitabı inceledikten sonra bekçinin günlüğü olduğunu anlamıştır. Günlüğü okumaya başladığında bekçinin yaşadığı dönemlerde yazdıklarını daha çok gizemli maceralara benzetir. Günlükte sadece bekçinin anılarından değil farklı hikayelerde bulunur. Kız Kulesi efsanesi olan hera ve leandros’un hikayelerini günlükteki hikayelerle özdeşleştiren şair bir süre sonra gerçek hayat ve okuduklarının etkisindeki fantastik dünyadan ayırt edemez olur.

Bir süre sonra kulenin etrafında bir kız ve bir erkek görür. onları gördüğünde Hera ve Leandros efsanesine daha çok kendini kaptırır ve gerçeği ayırt etmekte zorlanır hale gelir. odasına geri döndüğünde ise adının nasibe olduğunu öğrendiği bir kadınla rastlaşır. Günlüğün yönlendirmeye başladığı şair bir süre sonra kendisini leandros’un yerine koymaya başlar. Efsaneye kendisini kaptırdıktan sonra nasibeyi ise hera olarak görür. Efsanenin etkisiyle Nasibe ile ilişkiye başladığını hissederek ona yakınlaşmaya başlar.

İkili arasında geçen tutku dolu gecelerin ardından Nasibe’nin bekçinin kızı olduğunu öğrenir. bekçi babası bir zamanlar cinayetle suçlanmış ve efsanelerin yer aldığı günlüğünü ardında bırakarak intihar etmiştir. Şair ile Nasibe arasında olan ilişkinin aslında Kız Kulesi efsanesi olan Hera ve Leandros karakterlerini kendilerinde yaşamaya başlar. İlerleyen zamanda şair farkeder ki kendisini yönlendiren aslında bekçi olmuştur. Günlük efsanenin var olduğuna inanan bekçinin intiharından sonra yaşanması için böyle bir plan yapmıştır. Şair bu gerçeğin farkında olsa da beslendiği efsanenin içinden çıkmak istemez çünkü kendi karakterinin de Leandros ile oldukça fazla benzerliğe sahip olduğunu düşünmeye başlamıştır.