Kara Murat: Denizler Hakimi

İstanbul’un fethiyle beraber yepyeni bir çağın kapısı açılmıştır ve İstanbul’un çevresindeki adalar vergiye bağlanmıştır. Kaptan’ı derya vergileri toplamakla mükelleftir. Fatih Sultan Mehmet başarılarıyla beraber büyük bir güneş gibi parıldıyordur.

Ancak denizde hiç istemedikleri bir tehdit vardır; korsanlar. Kara Korsan ve ekibi açık denizleri tehdit ediyorlardır. Bu korsanlar arasında Maria adında genç ama gözü pek bir korsan vardır. Korsanlardan bazıları Maria’ya sulansa da o gücüyle hepsini defetmeyi başarmıştır. Vargas ona deli gibi âşıktır ve o onun olmadıysa hiç kimsenin olamaz diyerek kılıcı çeker. Ufak bir eğlencenin ardından savaşmayı bırakıp Osmanlı amiral gemisini gözlerine kestirirler ve peşlerine düşerler. Gemiyi ele geçirdikten sonra hemen kaçırırlar. Bu haber saraya kadar uzanır ve Kara Murat bu korsanların peşine gitmeye gönüllüdür. Fatih Sultan Mehmet’in gemicilerden en çok güvendiği Kaptan’ı Derya da yakalananlar arasındadır ve Kara Murat’ı hemen peşleri sıra yollar.

Kara korsan ve ekibi bu sırada karadaki Osmanlı köylerini yağmalıyor, çalıp çırpıyor, oraları yakıp arkalarında bir enkaz bırakıp gidiyorlardır. Halk kesimi hiçbir şekilde umursayıp onları kılıçlarından geçiriyorlardır ve yakıyorlardır. İnsanları kumsala gömüp onları ölesiye açlıkla bekletiyorlar ve işkencenin en kötüsünü yapıyorlardır.

Ancak Kara Murat atıyla dörtnala oraya yetişir. Herkes ölmüştür. Küçük çocuk ağıtları arasında onları öldüren kişileri Kara korsan ve ekibi olduğunu söyler. Elindeki fermanla beraber başka bir paşaya gider ve onu gösterir. Padişah onlardan dört kişiyi yakaladığını söyler. Fakat o kişileri konuşturmayı başaramamıştır. Kara Murat’ın aklına zekice bir fikir gelir ve kendisini zindana atmalarını ister.

Onların aklına girerek onları konuşturmayı başarır.  Bundan sonra ise korsanların peşine düşerek onları da kendisinin korsan olduğuna dair inandırır ve aralarına sızar. Büyük bir macera Kara Murat’ı bekliyordur.