Askerin Dönüşü

Zeki Ökten’in yönetmenliğini yaptığı Askerin Dönüşü 1974 yılında vizyona girmiş bir dram filmidir. Filmin başrolünde usta aktör Kadir İnanır yer almış olup kendisine Bülent Kayabaş, Güler Ökten, Hüseyin Kutman ve Selma Güneri eşlik etmiştir. Filmin hikayesi askerden dönen Ali’nin yaşadığı vivdan azabından kurtulamamasından oluşmaktadır.

Ali iki yıl askerliğinin sonunda terhisine iki gün kala evine dönmeye hazırlanmaktadır. Kendisini bekleyen fakir annesine kavuşmak için biran önce İstanbul’a gideceğini düşünür. Asker arkadaşlarının adreslerini alıp bavulunu hazırlamak için yatakhanesine döndüğünde komutanı kendisini çağırır ve bir ihbar olduğunu söyler. Gelen ihbarda kaçakçılık yapan bir arabanın olduğu söylenir ve komutan onu bulması için Ali’yi görevlendirir.

Arabayı kullanan İbrahim askerlerin olduğunu görünce durmayıp kaçmaya çalışır. Bu sırada askerleri yaraladığı için Ali ateş eder ve İbrahim’i öldürür. İbrahim’in son sözü bu işi ekmek parası için yaptığı olmuştur ve Ali’nin kollarında canını verir. İbrahim’in arabasından çıkan ailesinin fotoğrafını Ali yanına alır ertesi gün arkadaşlarıyla vedalaşıp yola çıkar. Ali İstanbul’a dönmek için trenle yolculuk yapmak üzere istasyona gider. Trene bindikten bir süre sonra bir ailenin ağladığını farke der. Ağlayan aile yanına aldığı fotoğraftaki ailedir. İ

İbrahim’in ailesi oğlunun cenazesini almak için gelmiş ve birlikte trenle İstanbul’a yolculuk etmek zorunda kalmışlardır. Ali o an vicdan azabı yaşasa da oğullarını öldüren kişinin kendisi olduğunu söyleyemez. Çünkü kendisini bekleyen annesi ve nişanlısına kavuşmak için sesiz kalmayı tercih eder. Yolculuk Ali için oldukça zor geçmiştir çünkü İbrahim’in ailesi katili bulup cezasını çektirmek üzere yeminler edip artık geçim kaynaklarının kalmamasından dert yanmaktadır. Ali bütün yolculuğu bu şekilde tamamladıktan sonra İstanbul’a gelmeyi başarır.

Annesi ve nişanlısı büyük sevinçle onu karşılasa da Ali onlar kadar mutlu değildir. Askerde bulunduğu 2 yıl boyunca İstanbul’un büyük ölçüde değişmiş olduğunu anlar ve sosyal hayata adapte olmakta güçlük çeker. Ali değişen İstanbul hayatına ayak uydurmakta zorluk çeker ve bir yandan asla sesinin dinmediği vicdan azabı devam etmektedir. Bir süre sonra daha fazla dayanamaz ve İbrahim’in ailesini bulmak ve bu karmaşık hayattan uzaklaşmak için İstanbul’dan ayrılmaya karar verir. İbrahim’in ailesini bulup onlara tüm gerçeği anlatır.