Alaaddin

Nehir kıyısındaki hayali Agrabah şehrinde geçen hikaye bir tüccar tarafından anlatılmaktadır. Nesilden nesile aktarılmasıyla ünlü olan hikayenin yönetmen koltuğuna Guy Ritchie oturmuştur.

Alaaddin Agrabah’ta doğup büyümüş, geleceğinin daha aksiyonlu ve sıra dışı olması hayaliyle yaşayan bir gençtir. Geçimini pazardan çaldığı sebze, meyvelerle sağlamaktadır ve birde şempanzesi vardır. Annesini kaybetmiş üzgün Jasmine’nin saraydan çıkması yasaktır çünkü ülkenin kralı erkek çocuğu olmadığı için kızını bir prensle evlendirmeyi düşünmektedir. Bu yüzden kızının başına bir şey gelmesini istemez hep gözünün önünde tutarmış. Jasmine bir gün saraydan çıkmayı başardığı sırada pazarda hırsızlık yaparken rastlar.

Alaaddin yakalanıp kaçmaya çalıştığı esnada prensesi görüp aşık olur. Vezir Jafar, Jasmine ile evlenip ülkenin kralı olmayı planlamaktadır. Bunun için kötü kalpli büyücü, Jafar ve papağını iago mucizeleriyle ünlü mağaraya girip oradaki sihirli lambayı almayı düşünürler. Bunun için ise uygun gördükleri tek kişi sokak faresi olarak çağırılan Alaaddin olur. Aşık olduğu prenses için bu teklifi kabul eden Alaaddin, yaramaz şempanzesi abu ile birlikte mağaraya girer. Bu sırada ilk önce uçan halı bulmanın şaşkınlığını yaşarken bir süre sonra sihirli lambayı bulmayı başarır. Lambayı bulduktan sonra onu ovmaya başlar ve içinden on bin yıldır esir olan sevimli bir cin çıkar. Cin, kendisini özgür bırakması koşuluyla dilediği üç dileği yerine getireceğini söyler. Dileklerini prensesle evlenmek için kullanmayı düşünen Alaaddin’in son dileği cinin serbest kalması olacaktır. Cin’in sayesinde prens olur ancak tüm olan bitenin farkında olan Jafar onun peşini bırakmaz ve tuzak kurmaya başlar. Çünkü papağanıyla birlikte ülkenin kralı olabilmek için lambaya ihtiyaçları vardır.

Tuzaklara düşmeyen Alaaddin prensesin kalbini çalmayı başarmış ve cinin serbest kalmasını sağlamıştır.